Etiket: Bursa

Mimar Sinan

Mimar Sinan veya Koca Mi’mâr Sinân Âğâ (Sinaneddin Yusuf – Abdulmennan oğlu Sinan) (d. 29 Mayıs 1489 Ağırnas Kayseri – ö. 9 Nisan 1588, İstanbul), Osmanlı baş mimarı ve inşaat mühendisi. Osmanlı padişahları I. Süleyman, II. Selim ve III. Murat dönemlerinde baş mimar olarak görev yapan Mimar Sinan, yapıtlarıyla geçmişte ve günümüzde dünyaca tanınmıştır. En büyük başyapıtı, “ustalık eserim” dediği Selimiye Camisi‘dir.

Mimar Sinan

Yavuz Sultan Selim zamanında devşirme olarak İstanbul’a getirildi. Zeki, genç ve dinamik olduğu için seçilenler arasındaydı. Sinan, At Meydanı’ndaki saraya verilen çocuklar içinde mimarlığa özendi, vatanın bağlarında ve bahçelerinde suyolları yapmak, kemerler meydana getirmek istedi. Devrinin mahir ustaları mahiyetinde han, çeşme ve türbe inşaatında çalıştı. 1514′te Çaldıran, 1517′de Mısır seferlerine katıldı. Kanunî Sultan Süleyman zamanında yeniçeri oldu ve 1521′de Belgrad, 1522′de Rodos seferinde bulunarak atlı sekban oldu. 1526′da katıldığı Mohaç Meydan Muharebesinden sonra sırası ile acemi oğlanlar yayabaşılığı, kapı yayabaşılığı ve zenberekçibaşılığa yükseldi.

1532′de Alman, 1534′de Tebriz ve Bağdat seferlerinden dönüşte “Haseki” rütbesi aldı. Bağdat seferinde Van Kalesi Muhasarasında, göl üzerinde nakliyat yapan kalyonlara top yerleştirdi.

Korfu, Pulya (1537) ve Moldovya (1538) seferlerine katılan Mimar Sinan, Moldovya (Kara Buğdan) seferinde Prut nehri üzerine onüç günde kurduğu köprü ile Kanunî Sultan Süleyman’ın takdirini kazandı. Aynı sene baş mimarlığa yükseldi.

Mimar Sinan, katıldığı seferlerde Suriye, Mısır, Irak, İran, Balkanlar, Viyana’ya kadar Güney Avrupa’yı görüp mimari eserleri inceledi ve kendisi de birçok eser verdi. İstanbul’da devrin en meşhur mimarları ile Bayezid Camii’nin ustası Mimar Hayreddin ile tanıştı.

Mimar Sinan

Bazı Eserleri

Sinan’ın mimarbaşılığa getirilmeden evvel yaptığı üç eser dikkat çekicidir. Bunlar Halep’de Hüsreviye Külliyesi, Gebze’de Çoban Mustafa Paşa Külliyesi ve İstanbul’da Hürrem Sultan için yapılan Haseki Külliyesi’dir.

Mimarbaşı olduktan sonra verdiği üç büyük eser, O’nun sanatının gelişmesini gösteren basamaklar gibidir. Bunların ilki, Şehzadebaşı Camii ve Külliyesidir. Külliyede ayrıca imaret, tabhane (mutfak), kervansaray ve bir sokak ile ayrılmış medrese bulunmaktadır.

Süleymaniye Camii, Mimar Sinan’ın İstanbul’daki en muhteşem eseridir. Yirmi yedi metre çapındaki büyük kubbe, zeminden itibaren tedricen yükselen binanın üzerine gayet nispetli ve ahenkli bir şekilde oturtulmuştur. Sükûnet ve asaleti ifade eden bu sade ve ahenkli görünüşü ile Süleymaniye Camii, olgunlaşmış bir mimariyi temsil etmektedir. Sekiz ayrı binadan meydana gelen Süleymaniye Camii ve Külliyesi, Fatih’ten sonra şehrin ikinci üniversitesi olmuştur.

Mimar Sinan’ın en güzel eseri, seksen yaşında yaptığı Edirne Selimiye Camii’dir. Selimiye’nin kubbesi, Ayasofya kubbesinden daha yüksek ve derindir. 31,50 metre çapındaki kubbe, sekizgen şeklindeki gövde üzerine oturmuştur. Üç şerefeli ince minarelerine üç kişi aynı anda birbirini görmeden çıkabilmektedir. Sinan bu camiin ustalık eseri olduğunu ve bütün sanatını Selimiye’de gösterdiğini belirtmektedir.

Mimar Sinan, gördüğü bütün eserleri büyük bir dikkatle incelemiş, fakat hiçbirini aynen taklit etmeyip, sanatını devamlı geliştirmiş ve yenilemiştir. Eserlerindeki sütunlar, duvarlar ve diğer kısımlar taşıdıkları yüke mukavemet edebilecek miktardan daha kalın değildir. Kullandığı bütün mimari unsurlarda bu hesap dikkati çeker. Mimar Sinan aynı zamanda bir şehircilik uzmanıdır. Yapacağı eserin, önce çevresini tanzim ederdi. Yer seçiminde de büyük başarı göstermiş ve eserlerini, çevresine en uygun tarzda yerleştirmiştir.

Şimdiki Mimarların Örnek Alması Dileğiyle

Mimarın çok sayıdaki eserini inceleyenler, Sinan’ın depreme karşı bilinen ve gereken tüm tedbirleri aldığını söylemekteler. Bu tedbirlerden biri, temelde kullanılan taban harcıdır. Sadece Sinan’ın eserlerinde gördüğümüz bu harç sayesinde, deprem dalgaları emilir, etkisiz hale gelir. Yine yapıların yer seçimi de ilginç. Zeminin sağlamlaşması için kazıklarla toprağı sıkıştırmış dayanak duvarları inşa ettirmiş. Mesela Süleymaniye’nin temelini 6 yıl bekletmesi, temelin zemine tam olarak oturmasını sağlamak içindir.

Mimar Sinan, yapılarında ayrıca drenaj adı verilen bir kanalizasyon sistemi de kurmuştur. Drenaj sistemiyle yapının temellerinin sulardan ve nemden korunarak dayanıklı kalması öngörülmüştür. Ayrıca yapının içindeki rutubet ve nemi dışarı atarak soğuk ve sıcak hava dengelerini sağlayan hava kanalları kullanmış. Bunların dışında yazın suyun ve toprağın ısınmasından dolayı oluşan buharın, yapının temellerine ve içine girmemesi için tahliye kanalları kullanmıştır. Buhar tahliye ve rutubet kanalları drenaj kanallarına bağlı olarak uygulamaya konulmuştur. İşte Sinan’ın eserlerini inceleyen ve birçoğunu da restore eden Mimar Abdülkadir Akpınar’ın söyledikleri:

Karşılaştığım bir özellikten dolayı gözlerime inanamadım. Sinan’ın eserlerinde en ufak bir çıktı ve desen dahi tesadüf değil. Renklere bile bir fonksiyon yüklenmiş. Çünkü yapıyı her şeyi ile bir bütün olarak ele almış. Bütün ölçülerini ebcet hesabına göre yapmış ve bir ana temayı temel almış. Ölçülerini asal sayıya göre yapmış ve onun katlarını temel almış. İlmini din ile bütünleştirip mükemmel eserler ortaya koymuş. Örneğin Sinan Kur’an-ı Kerim’de geçen “Biz dağları yeryüzüne çivi gibi gömdük…” ayetinden etkilenerek yapılarının yeraltındaki kısmını ona göre inşa etmiş. Yapıları hislerine göre değil, matematiksel olarak oluşturmuş. Bugünün teknolojisi bile Sinan’ın yapmış olduğu bazı uygulamaları çözemiyor. Küresel ve piramidal uygulamalarının bir başka benzeri daha yok. Ama bunların hepsi estetik sağladığı gibi yapının sağlamlığını da pekiştirmiştir.

Mimar Sinan Türbesi

Süleymaniye Camii’nin eski ağalar kapısının karşı köşesinde, yol ayrımında üçgen bir alandadır. Önde som mermerden yapılmış bir sebil görülmektedir. Sebilin arkasındaki ufak mezarlıkta 6 sütunlu, üstü örtülü ve etrafı açık türbede Mimar Sinan’ın mezarı bulunmaktadır. Türbesini ölümünden az önce kendisi yapmıştır. 1933 yılında Mimar Vasfi Egeli tarafından restore edilmiştir. Sandukanın uçları ile üzerindeki burma kavuk, mermerdendir. Sokağa bakan demir parmaklıklı bir pencereden türbe görünür.

Mimar Sinan’ın Eserleri

Mimar Sinan 92 camii, 52 mescit, 57 medrese, 7 darülkurra, 22 türbe, 17 imaret, 3 darüşşifa (hastane) 5 suyolu, 8 köprü, 20 kervansaray, 36 saray, 8 mahzen ve 48 tane de hamam olmak üzere 375 eser vermiştir.

Camiler

  1. İstanbul Süleymâniye Câmii
  2. İstanbul Şehzâdebaşı Câmii
  3. Haseki Camii
  4. Mihrimah Sultan Camii (Edirnekapı)
  5. Mihrimah Sultan Câmii (Üsküdar)
  6. Rüstem Paşa Câmii (Tahtakale)
  7. Sokullu Mehmed Paşa Câmii (Kadırga Limanı)
  8. Sokullu Mehmed Paşa Câmii (Azapkapısı)
  9. Sokullu Mehmed Paşa Câmii (Büyükçekmece)
  10. Odabaşı Câmii (Yenikapı)
  11. Hamâmî Hâtun Câmii (Sulumanastır)
  12. Ferruh Kethüdâ Câmii (Balat Kapısı içi)
  13. Kara Camii (Sofya)
  14. Kazasker İvaz Efendi Camii
  15. Kılıç Ali Paşa Camii (Tophane)
  16. Ahî Çelebi Câmii (İzmir İskelesi yakını)
  17. Ebü’l-Fazl Câmii (Tophâne üstü)
  18. Sinan Paşa Camii (Beşiktaş’ta)
  19. Eski Vâlide Câmii (Üsküdar)
  20. Ferhad Paşa Câmii (Çatalca)
  21. Drağman Yunus Camii
  22. Gazi Ahmet Paşa Camii
  23. Hadım İbrahim Paşa Camii
  24. Abdurrahman Paşa Camii (Kastamonu, Tosya)
  25. Molla Çelebi Camii
  26. Nişancı Paşa Çelebi Câmii (Kiremitlik)
  27. Piyale Paşa Camii
  28. Rüstem Paşa Câmii (Tahtakale)
  29. Selimiye Camii (Edirne)
  30. Zâl Mahmûd Paşa Câmii (Eyüp)
  31. Çavuşbaşı Camii (Sütlüce)
  32. İskender Paşa Câmii (Kanlıca)
  33. Şah Sultan Camii (Eyüp)
  34. Şehzade Camii (Şehzadebaşı)
  35. Şehzâde Cihangir Câmii (Tophâne)
  36. Şemsi Ahmed Paşa Câmii (Üsküdar)
  37. Osman Şah Vâlidesi Câmii (Aksaray)
  38. Sultan Bâyezîd Kızı Câmii (Yenibahçe)
  39. Ahmed Paşa Câmii (Topkapı)
  40. Sokullu Mehmed Paşa Câmii (Hafsa, Trakya)
  41. Sokullu Mehmed Paşa Câmii (Burgaz)
  42. İbrâhim Paşa Câmii (Silivrikapı)
  43. Bâli Paşa Câmii (Hüsrev Paşa Türbesi yakın)
  44. Hacı Evhad Câmii (Yedikule yakını)
  45. Kazasker Abdurrahmân Çelebi Câmii (Molla Gürânî)
  46. Mahmûd Ağa Câmii (Ahırkapı yakını)
  47. Hoca Hüsrev Câmii (Kocamustafa Paşa)
  48. Defterdar Süleymân Çelebi Câmii (Üsküplü Çeşmesi yakını)
  49. Yunus Bey Câmii (Balat’ta)
  50. Hürrem Çavuş Câmii (Yenibahçe yakını)
  51. Sinan Ağa Câmii (Kâdı Çeşmesi yakını)
  52. Süleymân Subaşı Câmii (Unkapanı)
  53. Kasım Paşa Câmii (Tersâne yakını)
  54. Muhiddin Çelebi Câmii (Tophâne)
  55. Molla Çelebi Câmii (Tophâne Beşiktaş arası)
  56. Çoban Mustafa Paşa Câmii (Gebze)
  57. Pertev Paşa Câmii (İzmit)
  58. Rüstem Paşa Câmii (Sapanca)
  59. Rüstem Paşa Câmii (Samanlı)
  60. Rüstem Paşa Câmii (Bolvadin)
  61. Rüstem Paşa Câmii (Rodoscuk’ta)
  62. Mustafa Paşa Câmii (Bolu)
  63. Ferhad Paşa Câmii (Bolu)
  64. Mehmed Bey Câmii (İzmit)
  65. Osman Paşa Câmii (Kayseri)
  66. Hacı Paşa Câmii (Kayseri)
  67. Cenâbî Ahmed Paşa Câmii (Ankara)
  68. Lala Mustafa Paşa Câmii (Erzurum)
  69. Sultan Alâeddin Selçûkî Câmiinin (Çorum) yenilenmesi
  70. Abdüsselâm Câmiinin (İzmit)yenilenmesi
  71. Kiliseden dönme Eski Câminin (İznik) Sultan Süleymân tarafından yeniden yaptırılması,
  72. Hüsreviye (Hüsrev Paşa)Câmii (Haleb)
  73. Sultan Murâd Câmii (Manisa)
  74. Orhan Câmiinin (Kütahya)yenilenmesi
  75. Kâbe-i şerîfin kubbelerinin tâmiri
  76. Hüseyin Paşa Câmii (Kütahya)
  77. Sultan Selim Câmii (Karapınar)
  78. Sultan Süleymân Câmii (Şam, Gök Meyda)
  79. Taşlık Câmii (Mahmûd Paşa için, Edirne)
  80. Defterdar Mustafa Çelebi Câmii (Edirne)
  81. Haseki Sultan Câmii (Edirne, Mustafa Paşa Köprüsü başı)
  82. Cedid Ali Paşa Câmii (Babaeski)
  83. Semiz Ali Paşa Câmii (Ereğli)
  84. Bosnalı Mehmed Paşa Câmii (Sofya)
  85. Sofu Mehmed Paşa Câmii (Hersek)
  86. Maktul Mustafa Paşa Câmii (Budin)
  87. Firdevs Bey Câmii (Isparta)
  88. Memi Kethudâ Câmii (Ulaşlı)
  89. Tatar Han Câmii (Kırım, Gözleve)
  90. Vezir Osman Paşa Câmii (Tırhala)
  91. Rüstem Kethüdâsı Mehmed Bey Câmii (Tırhala)
  92. Mesih Mehmed Paşa Câmii (Yenibahçe)

Medreseler

  1. Sultan Süleymân Medresesi (Mekke)
  2. Süleymâniye Medreseleri (İstanbul)
  3. Yavuz Sultan Selim Medresesi (Halıcılar Köşkü)
  4. Sultan Selim Medresesi (Edirne)
  5. Sultan Süleymân Medresesi (Çorlu)
  6. Şehzâde Sultan Mehmed Medresesi (İstanbul)
  7. Haseki Sultan Medresesi (Avratpazarı)
  8. Vâlide Sultan Medresesi (Üsküdar)
  9. Kahriye Medresesi (Sultan Selim yakını)
  10. Mihrimah Sultan Medresesi (Üsküdar)
  11. Mihrimah Sultan Medresesi (Edirnekapı)
  12. Mehmed Paşa Medresesi (Kadırga)
  13. Mehmed Paşa Medresesi (Eyüp)
  14. Osman Şah Vâlidesi Medresesi (Aksaray yakını)
  15. Rüstem Paşa Medresesi (İstanbul)
  16. Ali Paşa Medresesi (İstanbul)
  17. Ahmed Paşa Medresesi (Topkapı)
  18. Sofu Mehmed Paşa Medresesi (İstanbul)
  19. İbrâhim Paşa Medresesi (İstanbul)
  20. Sinân Paşa Medresesi (Beşiktaş’ta)
  21. İskender Paşa Medresesi (Kanlıca)
  22. Kasım Paşa Medresesi
  23. Ali Paşa Medresesi (Babaeski)
  24. Mısırlı Mustafa Paşa Medresesi (Gebze)
  25. Ahmed Paşa Medresesi (İzmit)
  26. İbrâhim Paşa Medresesi (Îsâ Kapısı)
  27. Şemsi Ahmed Paşa Medresesi (Üsküdar)
  28. Kapı Ağası Mahmûd Ağa Medresesi (Ahırkapı)
  29. Kapıağası Câfer Ağa Medresesi (Soğukkuyu)
  30. Ahmed Ağa Medresesi (Çapa)
  31. Hâmid Efendi Medresesi (Filyokuşu)
  32. Mâlûl Emir Efendi Medresesi (Karagümrük)
  33. Ümm-i Veled Medresesi (Karagümrük)
  34. Üçbaş Medresesi (Karagümrük)
  35. Kazasker Perviz Efendi Medresesi (Fâtih)
  36. Hâcegizâde Medresesi (Fâtih)
  37. Ağazâde Medresesi (İstanbul)
  38. Yahya Efendi Medresesi (Beşiktaş’ta)
  39. Defterdar Abdüsselâm Bey Medresesi (Küçükçekmece)
  40. Tûtî Kâdı Medresesi (Fâtih)
  41. Hakîm Mehmed Çelebi Medresesi (Küçükkaraman)
  42. Hüseyin Çelebi Medresesi (Çarşamba)
  43. Şahkulu Medresesi (İstanbul)
  44. Emin Sinân Efendi Medresesi (Küçükpazar)
  45. Yunus Bey Medresesi (Draman)
  46. Karcı Süleyman Bey Medresesi
  47. Hâcce Hâtun Medresesi (Üsküdür)
  48. Defterdar Şerifezâde Medresesi (Kâdıçeşmesi)
  49. Kâdı Hakîm Çelebi Medresesi (Küçükkaraman)
  50. Kirmasti Medresesi
  51. Sekban Ali Bey Medresesi (Karagümrük)
  52. Nişancı MehmedBey Medresesi (Altımermer)
  53. Kethüdâ Hüseyin Çelebi Medresesi (SultanSelim)
  54. Gülfem Hâtun Medresesi (Üsküdar)
  55. Hüsrev Kethüdâ Medresesi (Ankara)
  56. Mehmed Ağa Medresesi (Çatalçeşme)

Külliyeler

  1. Haseki Külliyesi
  2. Sokollu Mehmed Paşa Külliyesi

Dârülkurrâlar

  1. Sultan Süleyman Han Dârülkurrâası (İstanbul)
  2. Vâlide Sultan Dârülkurrâsı (Üsküdar)
  3. Hüsrev Kethüdâ Dârülkurrâsı (İstanbul)
  4. Mehmed Paşa Dârülkurrâsı (Eyüp)
  5. Müftü Sa’di Çelebi Dârülkurrâsı (Küçükkaraman)
  6. Sokullu Mehmed Paşa Dârülkurrâsı (Eyüp)
  7. Kâdızâde Efendi Dârülkurrâsı (Fâtih)

Türbeler

  1. Yahya Efendi Türbesi (Beşiktaş’ta)
  2. Barbaros Hayreddin Paşa Türbesi (Beşiktaş’ta)
  3. Arap Ahmed Paşa Türbesi (Fındıklı)
  4. Sultan Süleymân Türbesi (Süleymaniye)
  5. Şehzâde Sultan Mehmed Türbesi (Şehzâdebaşı)
  6. Sultan Selim Türbesi (Ayasofya civârı)
  7. Hüsrev Paşa Türbesi (Yenibahçe)
  8. Şehzâdeler Türbesi (Ayasofya)
  9. Vezir-i âzam Rüstem Paşa Türbesi (Şehzâde Türbesi yakını)
  10. Ahmed Paşa Türbesi (Eyüp)
  11. Mehmed Paşa Türbesi (Topkapı)
  12. Çocukları için inşâ ettiği türbe
  13. Siyavuş Paşa Türbesi (Eyüp)
  14. Siyavuş Paşanın çocukları için yapılan türbe (Eyüp)
  15. Zâl Mahmûd Paşa Türbesi (Eyüp)
  16. Şemsi Ahmed Paşa Türbesi (Üsküdar)
  17. Kılıç Ali Paşa Türbesi (Tophâne)
  18. Pertev Paşa Türbesi (Eyüp)
  19. Şâh-ı Hûban Türbesi (Üsküdar)
  20. Haseki Hürrem Sultan Türbesi (Süleymaniye)

İmâretler

  1. Sultan Süleymân İmâreti (Süleymaniye)
  2. Haseki Sultan İmâreti (Mekke)
  3. Haseki Sultan İmâreti (Medîne)
  4. Mustafa Paşa Köprüsü başında bir imâret (Edirne)
  5. Sultan Selim İmâreti (Karapınar)
  6. Sultan Süleymân İmâreti (Şam)
  7. Şehzâde Sultan Mehmed İmâreti (İstanbul)
  8. Sultan Süleymân İmâreti (Çorlu)
  9. Vâlide Sultan İmâreti (Üsküdar)
  10. Mihrimah Sultan İmâreti (Üsküdar)
  11. Sultan Murâd İmâreti (Manisa)
  12. Rüstem Paşa İmâreti (Rodoscuk’ta)
  13. Rüstem Paşa İmâreti (Sapanca)
  14. Mehmed Paşa İmâreti (Burgaz)
  15. Mehmed Paşa İmâreti (Hafsa)
  16. Mustafa Paşa İmâreti (Gebze)
  17. Mehmed Paşa İmâreti (Bosna)

Dârüşşifâlar

  1. SultanSüleymân Dârüşşifâsı (Süleymaniye)
  2. Haseki Sultan Dârüşşifâsı (Haseki)
  3. Vâlide Sultan Dârüşşifâsı (Üsküdar)

Su Yolları Kemerleri

  1. Bend Kemeri (Kağıthâne)
  2. Uzun Kemer (Kemerburgaz)
  3. Mağlova Kemeri(Kemerburgaz)
  4. Gözlüce Kemer (Cebeciköy)
  5. Müderris köyü yakınındaki kemer (Kemerburgaz)
  6. Kırık Kemer

Köprüler

  1. Büyük çekmece Köprüsü,
  2. Silivri Köprüsü,
  3. Mustafa Paşa Köprüsü (Meriç)
  4. Sokullu Mehmed Paşa Köprüsü (Tekirdağ)
  5. Odabaşı Köprüsü (Halkalıpınar)
  6. Kapıağası Köprüsü (Harâmidere)
  7. Mehmed Paşa Köprüsü (Sinanlı)
  8. Vezir-i âzam Mehmed Paşa (Mostar) Köprüsü (Bosna, Vişigrad kasabası)
  9. Drina Köprüsü
  10. Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü

Kervansaraylar

  1. Kervansaray (Sultan Süleymân İmâreti yakını)
  2. Kervansaray (Büyükçekmece)
  3. Rüstem Paşa Kervansarayı (Rodosçuk’ta)
  4. Kebeciler Kervansarayı (Bitpazarı)
  5. Rüstem Paşa Kervansarayı (Galata)
  6. Ali Paşa Kervansarayı (Bursa)
  7. Ali Paşa Kervansarayı (Bitpazarı)
  8. Pertev Paşa Kervansarayı (Vefâ)
  9. Mustafa Paşa Kervansarayı (Ilgın)
  10. Rüstem Paşa Kervansarayı (Sapanca)
  11. Rüstem Paşa Kervansarayı (Samanlı)
  12. Rüstem Paşa Kervansarayı (Karışdıran)
  13. Rüstem Paşa Kervansarayı (Akbıyık’ta)
  14. Rüstem Paşa Kervansarayı (Karaman Ereğlisi)
  15. Hüsrev Kethüdâ Kervansarayı (İpsala)
  16. Mehmed Paşa Kervansarayı (Hafsa)
  17. Mehmed Paşa Kervansarayı (Burgaz)
  18. Rüstem Paşa Kervansarayı (Edirne)
  19. Ali Paşa Çarşısı ve Kervansarayı (Edirne)
  20. İbrâhim Paşa Kervansarayı (İstanbul)

Saraylar

  1. Saray-ı atîk tâmiri (Beyazıt’ta)
  2. Saray-ı cedîd-i hümâyûn tâmiri (Topkapı)
  3. Üsküdar Sarayının tâmiri (Üsküdar)
  4. Galatasarayın eski yerine yeniden inşâsı (Galatasaray)
  5. Atmeydanı Sarayının yeniden inşâsı (Atmeydanı)
  6. İbrâhim Paşa Sarayı (Atmeydanı)
  7. Yenikapı Sarayının yeniden inşâsı (Silivrikapı)
  8. Kandilli Sarayının yeniden inşâsı (Kandilli)
  9. Fenerbahçe Sarayının yeniden inşâsı (Fenerbahçe)
  10. İskender Çelebi Bahçesi Sarayının yeniden inşâsı (İstanbul şehir dışı)
  11. Halkalı Pınar Sarayının yeniden inşâsı (Halkalı)
  12. Rüstem Paşa Sarayı (Kadırga)
  13. Mehmed Paşa Sarayı (Kadırga)
  14. Mehmed Paşa Sarayı (Ayasofya yakını)
  15. Mehmed Paşa Sarayı (Üsküdar)
  16. Rüstem Paşa Sarayı (Üsküdür)
  17. Siyavuş Paşa Sarayı (İstanbul)
  18. Siyavuş Paşa Sarayı (Üsküdar)
  19. Siyavuş Paşa Sarayı (yine Üsküdar)
  20. Ali Paşa Sarayı (İstanbul)
  21. Ahmed Paşa Sarayı (Atmeydanı)
  22. Ferhad Paşa Sarayı (Bâyezîd civârı)
  23. Pertev Paşa Sarayı (Vefâ Meydanı)
  24. Sinân Paşa Sarayı (Atmeydanı)
  25. Sofu Mehmed Paşa Sarayı (Hoca Paşa)
  26. Mahmûd Ağa Sarayı (Yenibahçe)
  27. Mehmed Paşa Sarayı (Halkalı yakınında Yergöğ)
  28. Şâh-ı Hûbân Kadın Sarayı (Kasım Paşa Çeşmesi yakını)
  29. Pertev Paşa Sarayı (şehrin dışı)
  30. Ahmed Paşa Sarayı (şehrin dışı)
  31. Ahmed Paşa Sarayı (Taşra Çiftlik)
  32. Ahmed Paşa Sarayı (Eyüp)
  33. Ali Paşa Sarayı (Eyüp)
  34. Mehmed Paşa Sarayı (şehrin dışında, Rüstem Çelebi Çiftliği)
  35. Mehmed Paşa Sarayı (Bosna)
  36. Rüstem Paşa Sarayı (İskender Çelebi Çiftliği)

Mahzenler

  1. Buğday mahzeni (Galata Köşesi)
  2. Zift Mahzeni (Tersâne-i Âmirede)
  3. Ambar (sarayda)
  4. Ambar (Has Bahçe Yalısı)
  5. Mutfak ve kiler (sarayda)
  6. Mahzen (Unkapanı)
  7. İki adet ambar (Cebehâne yakını)
  8. Kurşunlu Mahzen (Tophâne)

Hamamlar

  1. Sultan Süleymân Hamamı (İstanbul)
  2. Sultan Süleymân Hamamı (Kefe)
  3. Üç Kapılı Hamam (Topkapı Sarayı)
  4. Üç Kapılı Hamam (Üsküdar Sarayı)
  5. Haseki Sultan Hamamı (Ayasofya yakını)
  6. Haseki Sultan Hamamı (Bahçekapı)
  7. Haseki Sultan Hamamı (Yahudiler içi)
  8. Vâlide Sultan Hamamı (Üsküdar)
  9. Vâlide Sultan Hamamı (Karapınar)
  10. Vâlide Sultan Hamamı (Cibâli Kapısı)
  11. Mihrimah Sultan Hamamı (Edirnekapı)
  12. Lütfi Paşa Hamamı (Yenibahçe)
  13. Mehmed Paşa Hamamı (Galata)
  14. Mehmed Paşa Hamamı (Edirne)
  15. Kocamustafa Paşa Hamamı (Yenibahçe)
  16. İbrâhim Paşa Hamamı (Silivrikapı)
  17. Kapıağası Yâkub Ağa Hamamı (Sulumanastır)
  18. Sinân Paşa Hamamı (Beşiktaş’ta)
  19. Molla Çelebi Hamamı (Fındıklı)
  20. Kaptan Ali Paşa Hamamı (Tophâne)
  21. Kaptan Ali Paşa Hamamı (Fenerkapı)
  22. Müfti Ebüssü’ûd Efendi Hamamı (Mâcuncu Çarşısı)
  23. Mîrmirân Kasım Paşa Hamamı (Hafsa)
  24. Merkez Efendi Hamamı (Yenikapı dışı)
  25. Nişancı Paşa Hamamı (Eyüp)
  26. Hüsrev Kethüdâ Hamamı (Ortaköy)
  27. Hüsrev Kethüdâ Hamamı (İzmit)
  28. Hamam (Çatalca)
  29. Rüstem Paşa Hamamı (Sapanca)
  30. Hüseyin Bey Hamamı (Kayseri)
  31. Sarı Kürz Hamamı (İstanbul)
  32. Hayreddin Paşa Hamamı (Zeyrek)
  33. Hayreddin Paşa Hamamı (Karagümrük)
  34. Yâkub Ağa Hamamı (Tophâne)
  35. Haydar Paşa Hamamı (Zeyrek)
  36. İskender Paşa Hamamı
  37. Odabaşı Behruzağa Hamamı (Şehremini)
  38. Kethüdâ Kadın Hamamı (Akbaba)
  39. Beykoz Hamamı
  40. Emir Buhârî Hamamı (Edirnekapı dışı)
  41. Hamam (Eyüp)
  42. Dere Hamamı (Eyüp)
  43. Sâlih Paşazâde Hamamı (Yeniköy)
  44. Sultan Süleymân Hamamı (Mekke)
  45. Hayreddin Paşa Hamamı (Tophâne)
  46. Hayreddin Paşa Hamamı (Kemeraltı)
  47. Rüstem Paşa Hamamı (Cibâli)
  48. Vâlide Sultan Hamamı (Üsküdar)

Mimar Sinan

İstanbul’un Fethi

İstanbul, Asya ile Avrupa kıtaları arasında yer alan doğal güzellikleriyle ünlü bir kenttir. Tarihi M.Ö. yedinci yüzyıla kadar uzanır. Şehir, M.Ö. 657 yılında Megaralılar tarafından kurulmuştur. Devletin Byzas adlı komutanının adından dolayı şehre, Byzantion adı verilmişi. M.Ö. altıncı yüzyılda Perelerin eline geçen Byzantion için, Atinalılar ve Ispartalılar da savaşmış. M.Ö. dördüncü yüzyılda İskender tarafından fethedilen şehir M.Ö. üçüncü yüzyılda Roma İmparatorluğu tarafından alınmış. M.Ö. 330 yılında İmparatorluğun başkenti olan Byzantion’a, bu kez de Konstantinapolis adı verilir. M.Ö. 395 yılında Roma İmparatorluğu ikiye ayrılınca Konstantinapolis, Doğu Roma İmparatorluğu’nun başkenti olur.

Stratejik önemi ve tabi güzellikleriyle herkesin dikkatini çeken şehir, Gotlar, Ostrogotlar ve Bulgarlar tarafından defalarca kuşatıldı, fakat alınamadı. Bu yoğun saldırılar üzerine, İmparator Anastasiyanus, Silivri’den başlayarak Karadeniz’e kadar uzayan surları yaptırdı. Buna karşın saldırılar devam etti. M.S. 7. ve 8. yüzyıllarda Araplar tarafından da kuşatıldı. Fakat bu kuşatmalar da sonuçsuz kaldı.

Fetih

1203 yılında Haçlı orduları tarafından zapt edilerek 1261 yılına kadar Haçlıların elinde kaldı. Bu tarihten sonra tekrar Bizanslıların eline geçti.

1299 yılında kurulan Osmanlı Devleti, yavaş yavaş büyüyerek gelişti. Anadolu ve Rumeli’de genişlemeye devam etti. Anadolu ve Rumeli’deki topraklarımızın arasında kalan Bizans, mutlaka alınmalıydı. Bu amaçla şehir, Osmanlılar tarafından birkaç defa kuşatıldı. Ama alınamadı.

İstanbul’un Fethi ya da Avrupa kaynaklarına göre Konstantinopolis’in Düşüşü, Fatih Sultan Mehmet komutasındaki Osmanlı İmparatorluğu’nun Bizans’ın başkenti Konstantinopolis’i kuşatmasının ardından gerçekleşmiş bir fetihtir. Bizans İmparatorluğu ordusunun başında bulunan isim ise XI. Konstantin Palaiologos idi. Kuşatma Osmanlı’nın kesin zaferiyle son bulmuş ve Jülyen takvimine göre 5 Nisan 1453 tarihinden 29 Mayıs 1453′e kadar sürmüştür. Bu Fetih önceden yaklaşık 1000 yıllık Bizans İmparatorluğu’nun siyasal bağımsızlığının ortaya çıkmasını sağlamıştır.

Fetih

Fatih Sultan Mehmed Osmanlı tahtına geçmesinin ardından İstanbul’a ve Çanakkale Boğazı çevresindeki Bizans kalelerine sürekli baskı yapmıştır. 5 Nisan’da İstanbul’un fetih harekatını başlatmak üzere sayısı 80,000 ila 200,000 arası değişen bir orduyla İstanbul’a hareket etmiştir. Şehir 2,000′i yabancı olmak üzere toplamda 7,000 kişilik bir orduyla savunulmuştur. Kuşatma bir kısım Osmanlı kuvvetlerinin çevrede kalan Bizans kalelerini ele geçirirken ağır Osmanlı toplarının da İstanbul surlarına ateş etmesiyle başlamıştır. Bizans’ın Haliç’e zincir germesiyle Osmanlılar başta şehre girememişler bu yüzden şehri tamamen abluka altına almaya çalışmışlardır ayrıca şehre Fatih Sultan Mehmet’in bizzat gözleri önünde Avrupa’dan yardım gemileri gelmiştir. Fatih bu olaya sinirlenerek atını denize sürmüştür. Fatih bunların üzerine gemileri Haliç’e karadan yağlı kazıkların üzerinde yürütmüştür ve Bizans Osmanlı gemilerini yanan gemileriyle yok etmeye çalışsa da başarılı olamamıştır.

Fetih

Fetih

Fetih

Türklerin surlara ilk saldırıları Bizanslılara ağır kayıplar verdirmiştir ve Türklerin surların altına kazdığı lağımlar Bizanslılar tarafından yok edilmiş böylece Türkler bu plandan vazgeçmişlerdir. 22 Mayıs’ta, ay tutulması daha günler önceden İstanbul’un fethedileceğini müjdelemiştir. Birkaç gün sonra Bizans, Venedik’ten yardım gemilerinin gelmeyeceğini haber almıştır. 29 Mayıs 1453 Gecesi Osmanlı ordusu surlara taarruz etmiştir. İlk düzensiz saldırılar püskürtülmüştür. Anadolu’dan oluşturulan birliklerle yapılan ikinci Türk saldırısıyla surların Eyüp bölümüne yarıklar açmaya çalışılmıştır. Bizans’ın savunma askerleri Anadolulu akınlarını geri püskürtmüştür ve Fatih Sultan Mehmet’in seçkin Yeniçerilerine karşı direnmeye çalışmışlardır. Savaş sırasında, Ceneviz Komutanı Giovanni Giustiniani fena biçimde yaralanmış ve adamlarıyla birlikte gemilerine doğru geri çekilmişlerdir.

Fetih

Fetih

Fetih

Fetih

Fetih

Fetih

Fetih

Fetih

Fetih

Fetih

Fetih

İstanbul’un Önemi

İstanbul, bölgede önemli bir siyasi güç olan Doğu Roma İmparatorluğu’nun başkenti olmasının yanı sıra, iki kıtayı ve iki denizi birbiriyle bağlayan stratejik konumu itibariyle de önemli bir merkezdi. Bundan dolayı tarihte pek çok devletin topraklarına katmak istediği bir kara parçasıydı.

Bunun yanında İstanbul, İslam devletleri açısından farklı bir öneme haizdi. İslam peygamberi Muhammed, İstanbul’un Müslümanlar tarafından fethedileceğini 7. yüzyılda sahabelerine müjdelemiş ve İstanbul’u fethedecek komutan ve askerlerden övgüyle bahsetmiştir. Bu sebeple tarihe geçen İstanbul kuşatmalarının büyük çoğunluğu İslam devletleri tarafından yapılmıştır.

Daha Önceki Fetih Denemeleri

Karadeniz ile Ege’yi birbirine bağlayan deniz yolu üzerinde kurulu olan İstanbul, günümüzde olduğu gibi o zamanlar da oldukça önemli bir şehirdi. 1453 yılına kadar farklı zamanlarda, birçok farklı millet ve medeniyet tarafından defalarca kuşatılmışsa da, gerek Bizans’ın sahip olduğu Rum ateşi (grejuva), gerekse şehrin o zamanlar için aşılamaz olarak görülen surları, bu fetih hareketlerini başarısız kılmıştı. Sayıları 22 olan kuşatmalar sırayla şunlardır:

  • M.Ö. 340, Makedonya Kralı Phillippe
  • M.Ö. 194, Roma İmparatoru Septimius Severus (Başarılı olmuştur. Şehir, Romalıların hakimiyetine geçmiştir.)
  • 616, İran Hükümdarı Keyhüsrev
  • 626, İranlılar ve Avar Türkleri ortak
  • 672, Emevi Halifesi Muaviye
  • 712, Emevi Halifesi I. Yezid
  • 722, Emevi Halifesi I. Yezid (Yalnızca Galata Limanı alınmış, Arap Camii inşa ettirilmiştir.)
  • 782, Abbasiler (Kent haraca bağlanmıştır.)
  • 854, Abbasi Halifesi Mütevekkil
  • 864, Ruslar
  • 869, Abbasiler
  • 936, Ruslar
  • 959, Macarlar
  • 970, Abbasiler (Kent haraca bağlanmıştır.)
  • 1203, Latinler (Latinler, İstanbul’u 1261′e kadar ellerinde tuttular.)
  • 1302, Venedikliler
  • 1348, Cenevizliler
  • 1394-1396, Osmanlı Padişahı I. Bayezid
  • 1412, Osmanlı Şehzadesi Musa Çelebi
  • 1422, Osmanlı Padişahı II. Murat
  • 1437, Cenevizliler
  • 1453, Osmanlı Padişahı II. Mehmed (Başarılı olmuştur. Şehir, Osmanlıların hakimiyetine geçmiştir.)

Bunların yanında Atilla’nın, Vikinglerin, Bulgarların Avarların ve Gotların da kuşatma yaptığı bazı kaynaklarda geçer ama tarihleri bilinmemektedir.

Fetih

Fetih

Fetih

Fetih

Fetih

Fetih

Saldırı Hazırlıkları

Sultan II. Mehmet, Theodosius Surları’na ve şehrin su ile çevrili olmayan tek bölgesini batıdan gelebilecek saldırılardan koruyan hendeklere saldırmayı tasarladı. Ordu 6 Nisan 1453′te şehrin doğusuna yerleşti. Toplar haftalarca surları dövdü fakat yeterli gedik açamadı. Topların yeniden doldurulmaları zaman aldığı için, her atıştan sonra Bizanslılar hasarın çoğunu tamir edebiliyorlardı.

Daha sonra, yeraltı tünelleri yapıp surların altını kazarak yarma yolunu denediler. Kazıcıların çoğu, Sırp Despot’u tarafından Nvo Brdo’dan gönderilen Sırplardı ve Zağnos Paşa’nın emri altındaydılar. Lakin Bizanslılar, Johannes Grant adında, Alman olduğu söylense de muhtemelen İskoç olan bir mühendisi görevlendirdiler. Tünelleri kazdırmak için Fatih Sultan Mehmet’in Bulgar asıllı bir tünel kazıcısını (lağımcı) kaçırttığı bilinmektedir. Johannes karşı tüneller kazdırdı ve Bizans birlikleri tünellere girip Osmanlı işçilerini öldürdüler. Diğer tüneller de suyla dolduruldu. Son olarak Bizanslılar önemli bir mühendisi esir alıp işkence yaparak, sonradan yıkılan tünellerin hepsinin yerini öğrendiler.

Sultan II. Mehmet, şehrin ödemeyeceğini bildiği çok büyük vergi karşılığında ablukayı kaldırmayı önerdi. Bu da geri çevrilince, Bizanslı askerlerin kendi birlikleri tükenmeden önce bitkin düşeceğini bilerek saf güçle duvarları alt etmeyi tasarladı.

29 Mayıs sabahı saldırı başladı. Hücumun ilk dalgasını, mümkün olabildiği kadar çok Bizans askerini öldürmeye niyetli acemi askerler olan azaplar oluşturuyordu. Ayrıca Haliç’ten de baskı uygulayabilmek için gece yağlı kütükler üzerinde karadan Haliç’e taşınan gemiler, o sabah Bizans askerlerine karşı bir sürpriz unsuru olmuştu. Anadolululardan oluşan ikinci dalga, şehrin kuzeydoğusundaki, topla kısmen hasar almış Blachernae Surları’nın (okunuşu: blakernai ) bir bölümüne odaklanmıştı. Uzun süren bu çarpışmalar sonucunda Ulubatlı Hasan adındaki bir yeniçeri, surlara Osmanlı sancağını dikmiş, bununla ateşlenen Osmanlı ordusu 29 Mayıs 1453′te İstanbul’un surlarını aşmıştı.

Ancak savaş henüz bitmemişti. Hayatta kalan Bizans askerleri, Osmanlı askerleriyle sokak aralarında çarpışıyorlardı. Kısa süren bu çatışmalardan sonra Bizans ordusu yenilmiş ve Sultan II. Mehmet önderliğindeki Osmanlı ordusu İstanbul’a tamamen hâkim olmuştu.

Fetih

Fetih

İstanbul Fethinin Sonuçları

O günün dünyasındaki en önemli şehirlerden olan İstanbul’un fethi, gerek dünyada gerekse Anadolu’da birçok etki yarattı.

İç sonuçlar

  1. Anadolu ve Balkanlar arasındaki geçişlerde bir engel olan 1058 yıllık Bizans yıkılmış, arada engel kalmamıştı.
  2. Birçok kere Osmanlı şehzadelerini ve Avrupa ülkelerini kışkırtan Bizans artık bunu yapamayacaktı.
  3. Müslüman dünyasında Osmanlı Devleti daha saygın bir hale gelmişti.
  4. II. Mehmet, Fatih unvanını aldı.
  5. Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan ticaret yolları ele geçirildi.
  6. İstanbul başkent yapıldı.
  7. Osmanlı’nın yükselme dönemi başladı.

Dış sonuçlar

  1. Avrupa ve Balkan devletlerinin Osmanlı’yı Balkanlar’dan atma çabaları sonuçsuz kalmıştı.
  2. İstanbul’dan İtalya’ya kaçan sanatkârlar ve bilim adamları, Rönesans ve reform hareketlerini hızlandırmışlardı.
  3. Dünyanın en büyük imparatorluklarından olan Doğu Roma İmparatorluğu tamamen yok olmuştu.
  4. Orta Çağ kapanıp Yeni Çağ başlamıştı.
  5. Ticaret yollarının birer birer Türklerin eline geçmesi Avrupalıları yeni ticaret yolları bulmaya zorladı ve coğrafi keşifler ortaya çıktı.
  6. Büyük ve kalın surların toplarla yıkılabileceğini gören Avrupa, bu yöntemi derebeylikler üzerinde denemiştir. Böylelikle küçük derebeylikler yıkılıp yerine büyük krallıklar kurulmuştur.
  7. İstanbul’dan ayrılan Bizanslı bilginler, Avrupa’da Reform hareketlerini başlatmışlardır.
  8. Osmanlıların ticaret yollarını ele geçirdikten sonra bu yollardan geçmek zorunda kalan Avrupalılar yüksek vergileri Osmanlıya ödememek için ticari yollar aradılar. Böylece Bartelmi Diaz Ümit burnunu keşfetti.

Bu fetih bir nevî Avrupa’nın (İngiltere’nin) Amerika kıtasını keşfinin yolunu açmıştır. Zirâ bu keşifle ticaret yolları kapanan Avrupalılar başka yollar bulmak zorundaydılar. Bu keşif buna bir vesile olmuştur.

[Yazı Kaynak: Wikipedia]