Etiket: yaprak

Asırlık Ağaçlar

Asırlık Ağaçlar

İnce gövdesi, zayıf dalları ve az sayıdaki yaprakları ile asırlık ağaçlara gıpta eden bir fidanın öyküsüdür, her insanın yaşamı. Kökündeki cevher aynıdır asırlık ağaçlarla ama o bilmez, sadece dışarıdan gelecek suya, topraktan aldıklarına ve güneşe bakar. Bir an önce büyümek ister; dallarını göğe uzatmak, yolculara gölge olmak, muhteşem görüntüsüyle herkesi etkilemek, kuşlara yuva olmak ister.

Baharda ekilmiştir, yazın güzelliğine şahit olmuş, henüz kışı görmemiştir. Ve sonbahar kendisini gösterdiğinde, sararan yaprakları canını sıkar. Yoksa büyümeden ölecek midir? Rüzgar ne kadar da çok sallar, sanki kökleri çıkıverecektir topraktan. Derken bir el uzanır imdadına, destekler çakar etrafına.

Sararıp dökülen yapraklarına engel olamaz ve köklerinin zayıflığını fark eder. İşte o zaman anlar toprağın altının, üstündeki kısımdan daha önemli olduğunu:üsteki kısmının sağlam ve güzel olması için, altındaki kısmın güçlendirilmesi gerektiğini. Görünen hayatın, görünmeyen hayata sımsıkı bağlarla bağlandıkça güçleneceğini ve güzelleşeceğini anlamış olur. Yoksa görünen hayat bir kaç aylık, bir iki mevsimlik tecrübe ile sonlanacaktır.

Köklerini derine uzattıkça tatmadığı suları tadan fidan daha da büyük, güçlenir ve bahar geldiğinde gökyüzüne uzatacağı fazladan dallara sahiptir artık. Yaprakları da artar. Hatta çiçek vermeye de başlamıştır. İşte o zaman toprağın altının, üstünden çok daha fazla önemli olduğuna bir kez daha şahit olur, daha da uzatır köklerini derinlere. Çiçekleri bu kadar az olmamalıdır.

Güzelliği, güzelleşmeyi sevdikçe büyüyen fidanın şahit olacağı daha çok şeyler vardır aslında. Çiçekleri bu yaz minik ve kısa ömürlü olmuştur. Bir kış daha geçer. Çiçekleri çoğaldığı gibi meyveye dönüşenleri de olmuştur. Meyve verebilmek, varlığına daha bir anlam katar. Oysa henüz meyvenin olgununu üreteceğini bilmiyordur. Ham bir meyve vermek bu kadar mutlu kılarsa, bir sürü ve olgun olgun meyveler vermek kim bilir ne güzeldir diye düşünür. Daha azimle köklerini uzatır durur. Kökleri derinlere daldıkça büyür, güçlenir, güzelleşir.

Bir bahar mevsimi, iki sevgili gelip gövdesine yaslanır, otururlar saatlerce. Bu güzel sevgiye şahitlik eder. Köklerinin önemini anlatmak ister gençlere, varlığıyla ibret olmak ister onlara. Gençler dinlemezler, üstelik kalkıp birde gövdesine adlarının baş harflerini kazırlar. Büyük olmanın olgunluğuyla ses çıkarmaz ve kendi kendine yarasını sarmayı da öğrenir. Yine de izini yok edemez. Bir şey daha anlar ki, dışarıdan gelen izler kendi varlığının nelere şahit olduğunun bir göstergesidir aslında ve daha da olgunlaşır.

Bitmez fidanın büyüme öyküsü. Daha kim bilir nelere şahit olacak. Genişleyen çapıyla hangi canlılara yuvalık edecek. İçi boşalsa bile, derinlere uzattığı kökleri sayesinde ayakta kalmayı öğrenecek ve öğretecek okumayı bilenlere. Bitki kökleri yardımıyla toprağın derinliklerini araştırır ve yiyeceğini temin eder. Kök uçları gayet narin yapılı olup bir nevi koruyucu kılıfla kaplıdır. Toprağı bir tirbuşon gibi helezoni hareketlerle deler. Küçük bir ot parçası gelişebilmek için bir mevsim esnasında toprağa tam 84.500 kök ve bir milyona yakın kök kılı salıverdiği tespit edilmiştir. Buna göre mesela yaşlı bir meşenin kök sistemi ne şekildedir? Ağacın toprakaltı kısımları da, tıpkı toprak üstündeki gibi, gövdeye tekabül eden bir ana kökle buna bağlı muhtelif büyüklükte dallardan ibarettir. Bu dalların uçlarından binlerce filiz ve milyonlarca kök kılı fışkırmıştır. Kök kılları, kılcal borucuklardır. Ağaç su ihtiyacını bunlar vasıtasıyla temin eder. Geri kalan kısımları su geçirmeyen bir yapıdadır. Onun için ağaçları sularken gövdenin dibini su ile doldurmanın faydası yoktur. Bilakis hortumu en dıştaki dalların altına doğru çevirmelisiniz. Toprakta kök kıllarının en sık bulunduğu kısım buralara tesadüf eder.

Manevi Asansörler

Suyun gövde boyunca yukarılara kadar çıkması nasıl mümkün olmaktadır? Botanikçiler bazı boyalar yardımıyla suyun çizdiği yolu takip etmişlerdir. Ağacın iç kısmı ,çok ince selüloz borucuklarından ibaret bir nevi tulumba şebekesiyle örülmüştür. Bu borucuklar kök uçlarından yaprak damarlarına kadar giderek topraktan alınan suyu bitkinin her tarafına naklederler. Suyu yukarı çeken kuvvetlerin başında yapraklardaki gözenekler vasıtasıyla vuku bulan terleme hadisesidir. Asırlık bir gürgen terleme ile günde takriben 50 litre su buharlaştırır. Bu da topraktan altı ayda 10 ton su çekebilecek bir kuvvet meydana getirmek demektir. Suyun yükselmesine tesir eden diğer iki kuvvet ise kılcal borulardaki suyun kohezyonla çekilmesi ve kökte meydana gelen basıncın suyu yukarı itmesidir. Bitkiye lazım olan suyun köklerdeki yapraklara kesintisiz olarak nakledilmesinde üç fiziki kuvvetin birbiriyle ittifak içinde aciz bitkilerin yardımına koşmalarının sebebi ne olabilir?

Uzun Ömür

Ağaçların ömrü insanlarınkinden çok daha uzundur. İnsan, hayatı boyunca durmadan kendini yıpratır, halbuki ağaçlar topladıkları kuvvetle seneden seneye büsbütün sağlamlaşırlar. Bir ağacın büyüklüğü ve yaşı için muayyen bir hudut yoktur. Meksika’da Ouaxaca şehri yakınında dev bir selvi bulunmaktadır. Ağacı kuşatabilmek için etrafında 24 kişinin halka olup kollarını açması lazımdır. Bir ormancılık uzmanının tahminine göre ağaç 10.000 seneliktir.

Ağaçların Kucaklayışı

Ağaçların büyümelerine engel teşkil eden cisimlere karşı hareket tarzları da dikkate değer. New York’ta Watertoo bir çiftlikte yeni yetişmekte olan bir kayak ağacı vardı. 1861 yılında çiftlik sahibi harbe giderken, orağını ağacın bir dalına asmış ve kendisi dönünceye kadar kimsenin buna dokunmamasını söylemişti. Adam harpte öldü ve ağaç zamanla büyüyerek çeliğin etrafını kapladı. Şimdi her yıl “milli anma günü” nde bu ağaç altında bir tören yapılıyor. Çok defa bir ağacın gövdesi içine gömülmüş mermi, sapan demiri veya geyik boynuzu gibi cisimlere tesadüf edilir. Fakat Kaliforniya’da Manposa eyaletinde bir çiftlikteki çam ağacının içinden çıkarılan bir kitap epey hayreti mucip olmuştur. 1924’te bir Üniversite talebesi ağacın gövdesinde gördüğü kabarıklığı çakısıyla delince kitabın küçük bir nüshasıyla karşılaşmıştır.

Büyüme Belgesi

Ağacın büyüme kuvvetini veren “kambiyum” denilen bir hücre tabakasıdır. İnce bir dal parçasını tırnağınızla kazıyınız; kabuğun altında yeşil renkli bir kısım göreceksiniz, işte “kambiyum” budur. Gayet ince ve narin yapılı olan bu tabakanın başlıca vazifesi hücreleri ikiye bölmektir. Bölünen hücrenin yarısı gövdenin ortasındaki odun kısmına ilave olunur; diğer yarısı ise yeni kabuk tabakalarının teşkiline yarar.